Stephen King'in 'Sadist' (orijinal adıyla 'Misery'), okuyucuyu psikolojik gerilim ve dehşetin doruklarına taşıyan unutulmaz bir başyapıttır. Roman, ünlü romancı Paul Sheldon'ın, en sevilen karakteri Annie Wilkes tarafından kaçırılmasını ve esir alınmasını konu alır. Annie, Paul'ün son romanında Annie Wilkes karakterinin ölümüne neden olmasından dolayı dehşete kapılır ve onu 'doğru' yola döndürmek için her şeyi yapmaya hazırdır. Paul, Annie'nin sadist ve akıl hastası manipülasyonlarından kurtulmak için hem fiziksel hem de zihinsel bir mücadele verir. Kitap, saplantı, hayranlık, sanat ve hayatta kalma mücadelesi gibi derin temaları işler. King, Annie Wilkes karakteriyle okuyucunun hem nefretini hem de bir tür acıma duygusunu uyandırmayı başarır. Paul'ün çaresizliği ve Annie'nin kontrolcü, vahşi doğası arasındaki gerilim, kitabın son sayfasına kadar okuyucuyu koltuğuna çiviler. 'Sadist', özellikle edebiyat dünyasına, hayranların sanatçılar üzerindeki etkisine ve yaratıcılığın karanlık yönlerine dair keskin bir eleştiridir. Bu kitap, Stephen King'in ustaca kurgusu, karakter derinliği ve atmosfer yaratma becerisinin en parlak örneklerinden biridir. Hedef okur kitlesi, psikolojik gerilim, korku ve edebiyatın sınırlarını zorlayan eserleri seven okuyuculardır. Benzer eserler arasında King'in 'Karanlık Yansımalar' (The Dark Half) ve 'O' (It) gibi romanları, ayrıca Shirley Jackson'ın 'Lanetli Ev' (We Have Always Lived in the Castle) ve Thomas Harris'in 'Kuzuların Sessizliği' (The Silence of the Lambs) gibi eserleri sayılabilir.

Stephen King, 'Korkunun Babası' olarak bilinen, çağımızın en üretken ve etkili yazarlarından biridir. 1947 yılında Portland, Maine'de doğmuş ve çocukluğunu Maine'in küçük kasabalarında geçirmiştir. Bu kasabaların atmosferi, King'in eserlerinde sıkça görülen kasvetli ve ürkütücü mekanların ilham kaynağı olmuştur. King'in yazarlık kariyeri, 'Göz' (Carrie) romanının 1974'te yayımlanmasıyla başlamış ve kısa sürede büyük başarı yakalamıştır. Ardından 'Salem's Lot', 'Shining', 'It', 'Misery', 'The Stand', 'Pet Sematary' gibi sayısız klasikleşmiş eseri edebiyat dünyasına kazandırmıştır. King'in üslubu, gerçekçi karakterler, akıcı dil, güçlü diyaloglar ve okuyucuyu derinden etkileyen korku ve gerilim öğelerinin ustaca birleşimiyle karakterizedir. Karakterlerinin iç dünyalarına yaptığı yolculuklar, insanın en derin korkularıyla yüzleşmesini sağlar. King'in eserleri genellikle doğaüstü unsurlar barındırsa da, asıl korku kaynağı insan psikolojisinin karanlık köşeleri, travmalar ve toplumsal sorunlardır. Yazarlık kariyeri boyunca birçok ödül kazanmış, en önemlilerinden biri Amerikan Edebiyat ve Sanat Akademisi tarafından verilen Ulusal Kitap Madalyası'dır. Eserleri defalarca film ve diziye uyarlanmış, bu uyarlamalar da kendi başlarına kült mertebesine ulaşmıştır. King, postmodern edebiyatın önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir ve eserleri, korku türünün sınırlarını genişletip derinleştirmiştir. Onun hikayeleri, sadece korku değil, aynı zamanda insanlık, dostluk, sevgi ve kayıp gibi evrensel temaları da işler. King'in eserleri, 20. yüzyılın sonlarından günümüze kadar edebiyat ve popüler kültür üzerinde derin ve kalıcı bir etki bırakmıştır.