S. Teoman Durali'nin 'Felsefe Bilim Nedir?' adlı eseri, adından da anlaşılacağı üzere, felsefe ve bilim arasındaki ilişkiyi, ayrımı ve etkileşimi derinlemesine irdeleyen kapsamlı bir çalışmadır. Kitap, okuyucuyu felsefenin temel sorunlarına, bilimsel düşüncenin doğasına ve bu iki alanın birbirini nasıl beslediğine dair bir yolculuğa çıkarır. Durali, felsefenin sadece soyut düşünceler yığını olmadığını, aynı zamanda bilimin de temelini oluşturan sorgulama, eleştirel bakış ve anlam arayışı gibi unsurları barındırdığını vurgular. Bilimin, kendi içerisinde barındırdığı felsefi temeller ve varsayımlar olmadan ilerleyemeyeceğini savunan yazar, bilimsel bilginin sınırlarını ve olanağını da tartışmaya açar. Eserin temel temalarından biri, bilgi felsefesidir. Durali, bilginin nasıl üretildiği, doğruluğunun nasıl teyit edildiği ve bilginin sınırlarının neler olduğu gibi sorulara yanıt arar. Bu bağlamda, epistemoloji ve metodoloji konularına geniş yer verilir. Kitap, aynı zamanda felsefenin ve bilimin tarihsel gelişimini de gözler önüne sererek, bu iki alanın zaman içinde geçirdiği dönüşümleri ve birbirleri üzerindeki etkilerini analiz eder. Felsefenin bilim üzerindeki etkisi, özellikle Antik Yunan'dan modern bilime uzanan süreçte incelenir. Durali'nin üslubu, akademik derinliği korurken aynı zamanda anlaşılır ve akıcıdır. Karmaşık felsefi ve bilimsel kavramları, okuyucunun kolayca kavrayabileceği bir dilde açıklar. Hedef okur kitlesi, felsefe ve bilimle ilgilenen üniversite öğrencileri, akademisyenler ve bu alanlarda kendisini geliştirmek isteyen genel okuyuculardır. Özellikle felsefeye yeni başlayanlar için bir giriş niteliği taşıyan eser, ileri düzeydeki okuyucular için de yeni bakış açıları sunar. Benzer eserler arasında, felsefe ve bilimin kesişim noktalarını ele alan, örneğin Karl Popper'ın 'Bilimsel Gelişmenin Mantığı' veya Thomas Kuhn'un 'Bilimsel Devrimlerin Yapısı' gibi klasikleşmiş çalışmaları saymak mümkündür. Ancak Durali'nin eseri, Türk düşünce geleneği içindeki özgün yaklaşımıyla da öne çıkar. 'Felsefe Bilim Nedir?', felsefe ve bilime bütüncül bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan, okuyucuyu hem düşünsel olarak besleyen hem de entelektüel bir merak uyandıran değerli bir kaynaktır.

S. Teoman Durali, Türkiye'de felsefe ve düşünce dünyasına önemli katkılar sunmuş bir düşünür, yazar ve filozoftur. 1934 yılında doğan Durali, uzun yıllar boyunca akademik kariyerini sürdürmüş ve çeşitli üniversitelerde dersler vermiştir. Özellikle bilgi felsefesi, bilim felsefesi, etik ve siyaset felsefesi alanlarında derinlemesine çalışmalar yapmıştır. Durali'nin üslubu, akademik titizliği, derinlemesine analizleri ve aynı zamanda anlaşılır bir dil kullanma becerisiyle dikkat çeker. Karmaşık felsefi ve bilimsel problemleri, okuyucunun zihninde netleştirecek şekilde açıklar. Ele aldığı konulara getirdiği özgün yorumlar ve sentezler, onu çağdaş Türk düşüncesinde önemli bir yere oturtur. Durali'nin en bilinen eserlerinden bazıları arasında 'Felsefe Bilim Nedir?', 'Bilgi Felsefesi', 'Sorgulama Felsefesi', 'Demokrasi ve İnsan Hakları' gibi kitapları sayılabilir. Bu eserlerinde, bilgiye ulaşma süreçlerini, bilginin doğasını, bilimsel yöntemin felsefi temellerini ve toplumsal yaşamın felsefi boyutlarını ele alır. Felsefe ve bilimi birbirinden ayrı ama birbirini besleyen alanlar olarak gören Durali, bu iki disiplinin diyalog halinde olması gerektiğine inanır. Eserlerinde genellikle eleştirel bir bakış açısı benimser ve dogmatik düşüncelere karşı çıkar. Durali, akademik çalışmalarının yanı sıra, toplumsal konularda da duyarlılık gösteren bir aydın olarak tanınır. Siyasi düşünce ve toplumsal adalet konularında da fikirlerini dile getirmiştir. Durali'nin çalışmaları, Türkiye'de felsefenin ve bilim felsefesinin gelişimine önemli katkılar sağlamış, pek çok öğrenci ve araştırmacı için ilham kaynağı olmuştur. Yazar, herhangi bir büyük edebiyat ödülüyle ilişkilendirilmemiş olsa da, entelektüel mirası ve düşünsel derinliğiyle kendi alanında önemli bir yere sahiptir. Durali'nin yaşadığı dönem, Türkiye'de felsefenin ve sosyal bilimlerin yeniden yapılanmaya başladığı, Batı düşüncesinin daha yoğun bir şekilde incelendiği bir dönemdir. Bu bağlamda Durali, hem bu birikimi değerlendirmiş hem de özgün katkılar sunmuştur. Onun eserleri, Türkiye'de felsefi düşüncenin zenginleşmesine ve derinleşmesine hizmet etmiştir.