Prof. Dr. İskender Pala'nın kaleminden çıkan 'Atasözleri Sözün Özünden Dünden Bugüne', sadece bir kitap değil, Türk dilinin ve kültürünün derinliklerine yapılan bir yolculuktur. Kitap, atasözlerinin kökenlerini, anlamlarını, tarihsel gelişimlerini ve günümüzdeki kullanımlarını detaylı bir şekilde inceler. Pala, atasözlerinin sadece dilbilgisi kuralları çerçevesinde değil, aynı zamanda toplumsal yaşam, gelenekler, inançlar ve değerler açısından taşıdığı önemi de vurgular. Kitapta, atasözlerinin farklı coğrafyalardaki varyasyonlarına, benzerliklerine ve farklı kültürlerdeki karşılıklarına da yer verilir. Bu, okuyuculara atasözlerinin evrensel bir dil olduğunu ve insanlık tarihi boyunca ortak deneyimleri yansıttığını gösterir. Pala, kitabında atasözlerinin edebi ve sanatsal yönlerini de ele alır. Atasözlerinin nasıl birer şiir gibi kullanılabileceğini, nasıl hikayeler anlatabileceğini ve nasıl derin anlamlar taşıyabileceğini örneklerle açıklar. Kitap, atasözlerinin günümüzdeki popüler kültürdeki yerini de değerlendirir. Sosyal medyada, reklamcılıkta ve günlük konuşmalarda atasözlerinin nasıl kullanıldığına dair örnekler sunar. Pala, atasözlerinin modern yaşamda hala geçerliliğini koruduğunu ve genç nesiller tarafından da anlaşılması gerektiğini savunur. Kitabın teması, Türk dilinin ve kültürünün zenginliğini korumak, atasözlerinin anlamını ve önemini gelecek nesillere aktarmaktır. Hedef okur kitlesi, Türk diline, kültürüne ve edebiyatına ilgi duyan herkesi kapsar. Özellikle öğretmenler, öğrenciler, araştırmacılar ve edebiyatseverler için değerli bir kaynaktır. Kitap, aynı zamanda atasözlerini merak eden ve anlamlarını öğrenmek isteyen herkes için anlaşılır bir dilde yazılmıştır. 'Atasözleri Sözün Özünden Dünden Bugüne' ile benzer temaları işleyen diğer kitaplar arasında, İskender Pala'nın 'Bülbülün Kırk Şarkısı', 'Şah ve Sultan' ve 'Mihmandar' gibi eserleri sayılabilir. Bu kitaplar da Türk tarihi, kültürü ve edebiyatı üzerine derinlemesine araştırmalar sunar ve Pala'nın kendine özgü anlatım tarzını yansıtır.

Prof. Dr. İskender Pala, Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biridir. 1953 yılında İstanbul'da doğan Pala, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun olmuş ve aynı üniversitede doktorasını tamamlamıştır. Türk edebiyatı, divan edebiyatı ve tasavvuf üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Pala, akademik kariyerinin yanı sıra roman, hikaye ve deneme türünde de eserler vermiştir. Yazım üslubu, derin bilgi birikimi, akıcı anlatımı ve tarihi dokuyu başarıyla yansıtmasıyla öne çıkar. Pala, okuyucularına hem bilgi verir hem de edebi bir zevk sunar. Eserlerinde genellikle tarihi ve kültürel temaları işler, Osmanlı İmparatorluğu'nun sosyal yaşamını, entelektüel atmosferini ve edebi mirasını konu alır. Pala'nın önemli eserleri arasında 'Mihmandar', 'Bülbülün Kırk Şarkısı', 'Şah ve Sultan', 'Kervan', 'Od', 'İki Darbe Arasında', 'Leyla ile Mecnun' ve 'Aşkın Gözyaşları' sayılabilir. Bu eserler, farklı dönemlerde yazılmış olsa da ortak bir noktada buluşur: İskender Pala'nın tarihi ve kültürel mirasa olan derin ilgisi. Pala, eserleriyle birçok ödül kazanmıştır. Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü gibi prestijli ödüller, Pala'nın edebiyata katkılarının bir göstergesidir. İskender Pala, yaşadığı dönemde Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuş, divan edebiyatını ve tarihi romanları günümüz okuyucusuna sevdiren bir yazar olarak kabul edilir. Eserleri, hem akademik çevrelerde hem de geniş okur kitleleri tarafından ilgiyle karşılanmaktadır. Pala'nın eserleri, Türk kültürünün zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtırken, aynı zamanda evrensel insanlık değerlerine de göndermeler yapar.