Gizli Yüz, Orhan Pamuk'un 1992 yılında yayımlanan, postmodernist öğeler taşıyan, çok katmanlı bir romanıdır. Kitap, İstanbul'da yaşayan, sanatla iç içe bir ailenin etrafında dönerken, kimlik, hafıza, sanat ve aşk gibi evrensel temaları derinlemesine işler. Romanın merkezinde, bir yandan sanat galerisi sahibi olan ve kendi iç dünyasına kapanan bir adam olan Faruk yer alırken, diğer yandan gizemli bir kadın olan Rüya'nın varlığı ve bu ikisi arasındaki karmaşık ilişki belirleyici olur. Gizli Yüz, Faruk'un Rüya'ya duyduğu gizli hayranlık, aralarındaki mektuplar ve sanat eserleri üzerinden şekillenir. Roman, okuyucuyu gerçeklik ile kurgu arasındaki ince çizgide gezdirir, çeşitli sanat dallarına göndermeler yapar ve İstanbul'un kültürel dokusunu ustalıkla yansıtır. Pamuk, bu eserinde, metinlerarasılık, üstkurmaca ve bilinç akışı gibi teknikleri kullanarak, okuyucuyu farklı okuma deneyimlerine davet eder. Kitap, Faruk'un iç dünyasındaki çelişkileri, Rüya'ya duyduğu tutkuyu ve İstanbul'un karmaşık atmosferini bir arada sunar. Gizli Yüz'ün teması, kimlik arayışı, sanatın anlamı, aşkın karmaşıklığı ve geçmişin izleridir. Roman, aynı zamanda, Doğu ve Batı kültürleri arasındaki etkileşimi ve çatışmayı da ele alır. Hedef okur kitlesi, edebiyat ve sanatla ilgili derinlemesine bilgi sahibi olan, farklı okuma deneyimlerine açık, entelektüel merakı yüksek okurlardır. Bu okurlar, romanın katmanlı yapısını, sembolizmini ve felsefi derinliğini takdir edebilirler. Gizli Yüz'e benzer kitaplar arasında, Orhan Pamuk'un diğer eserleri olan Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı ve Masumiyet Müzesi sayılabilir. Bu eserler de, kimlik, hafıza, sanat ve aşk gibi temaları işlerken, İstanbul'un atmosferini ve kültürel zenginliğini yansıtır. Ayrıca, Italo Calvino'nun Görünmez Kentler'i ve Milan Kundera'nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği gibi postmodernist romanlar da Gizli Yüz'ün okuyucularına hitap edebilir.

Orhan Pamuk, Türk edebiyatının dünya çapında tanınan ve en önemli yazarlarından biridir. 7 Haziran 1952'de İstanbul'da doğan Pamuk, Robert Kolej'den mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okumaya başlamış, ancak daha sonra hayatını edebiyata adamıştır. İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik eğitimi alan Pamuk, ilk romanı Karanlık ve Kar (1982) ile edebiyat dünyasına adım atmıştır. Yazım üslubu, postmodernist öğeler taşıyan, çok katmanlı ve sembolik bir yapıya sahiptir. Pamuk, romanlarında genellikle kimlik, hafıza, tarih, sanat ve aşk gibi evrensel temaları işlerken, İstanbul'un kültürel ve tarihi dokusunu ustalıkla kullanır. Onun eserleri, okuyucuyu gerçeklik ile kurgu arasındaki ince çizgide gezdirir, farklı okuma deneyimlerine davet eder. Pamuk'un en önemli eserleri arasında, Kara Kitap (1990), Benim Adım Kırmızı (1998), Kar (2002) ve Masumiyet Müzesi (2008) sayılabilir. Bu eserler, farklı dillere çevrilmiş ve dünya çapında büyük ilgi görmüştür. Pamuk, Türk edebiyatına uluslararası alanda büyük bir prestij kazandırmış ve eserleriyle birçok ödüle layık görülmüştür. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanması, onun edebiyat dünyasındaki yerini daha da sağlamlaştırmıştır. Pamuk'un eserleri, sadece edebi değerleriyle değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal içerikleriyle de dikkat çeker. O, eserlerinde, Türk toplumunun farklı kesimlerini, tarihi olaylarını ve kültürel zenginliklerini ele alırken, evrensel insanlık hallerini de gözler önüne serer. Pamuk, aynı zamanda, modern Türk edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Onun eserleri, Türk edebiyatının sınırlarını aşmış ve dünya edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur. Pamuk, günümüzde de yazmaya devam etmekte ve yeni eserleriyle okuyucularıyla buluşmaktadır.