Risale-i Haseneyn, Niyazi-i Mısri'nin en önemli eserlerinden biridir ve genellikle tasavvufi düşünceyi derinlemesine işleyen, didaktik bir eser olarak kabul edilir. Kitap, temel olarak, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e duyulan sevgi, onların hayatlarından kesitler, kerametleri ve İslam tarihindeki yerleri üzerine yoğunlaşır. Eser, bu iki büyük şahsiyetin hayatları üzerinden, ahlaki dersler, tasavvufi öğretiler ve manevi yolculuklara dair ipuçları sunar. Risale-i Haseneyn, özellikle Şii İslam geleneğinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte, Sünni Müslümanlar tarafından da saygı ile karşılanır. Kitap, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in fedakarlıkları, cesaretleri, adalete olan bağlılıkları ve İslam'a yaptıkları katkıları vurgular. Eserin teması, sevgi, merhamet, sabır, teslimiyet ve Allah'a yakınlık gibi evrensel değerler üzerine kuruludur. Niyazi-i Mısri, bu eseriyle, okuyucularına, bu iki büyük şahsiyetin hayatlarından örnekler vererek, manevi bir uyanış ve ahlaki bir gelişim hedeflemiştir. Risale-i Haseneyn'in hedef okur kitlesi, tasavvufa ilgi duyan, İslam tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinmek isteyen, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e sevgi ve saygı duyan geniş bir kitleyi kapsamaktadır. Eser, hem akademik çevrelerde hem de halk arasında ilgi görmüş, birçok farklı dile çevrilmiş ve farklı baskıları yapılmıştır. Kitap, aynı zamanda, İslam dünyasında yaygın olarak okunan, ezberlenen ve ders verilen önemli bir kaynaktır. Risale-i Haseneyn'e benzer eserler arasında, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in hayatlarını konu alan diğer tasavvufi metinler, menkıbeler, şiirler ve mersiyeler sayılabilir. Ayrıca, Kerbela olayını konu alan eserler ve Şii İslam'ın temel kaynakları da bu kategoriye dahil edilebilir. Niyazi-i Mısri'nin diğer eserleri de, Risale-i Haseneyn'in temalarına benzer şekilde, tasavvufi düşünceyi, ahlaki değerleri ve manevi yolculukları ele alır. Bu eserler, genellikle, okuyuculara, Allah'a yakınlaşma, nefsi terbiye etme ve ahlaki olgunluğa ulaşma yollarını gösterir. Risale-i Haseneyn, içeriği, üslubu ve hedeflediği manevi derinlik açısından, İslam tasavvuf geleneğinin önemli bir parçasıdır ve okuyucularına, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in hayatlarından ilham alarak, manevi bir yolculuğa çıkma fırsatı sunar.

Niyazi-i Mısri, 17. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşamış, önemli bir mutasavvıf, şair ve düşünürdür. Hayatı ve eserleri, tasavvufi düşüncenin yayılmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Niyazi-i Mısri'nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1618-1619 yılları arasında Malatya'da doğduğu tahmin edilmektedir. İlk eğitimini Malatya'da aldıktan sonra, çeşitli şehirlerde eğitimine devam etmiş ve tasavvufi ilimler öğrenmiştir. Özellikle Halveti tarikatına mensubiyeti ile tanınır. Yazım üslubu, derinlikli, etkileyici ve samimidir. Şiirlerinde ve nesirlerinde, tasavvufi kavramları, ahlaki değerleri ve manevi deneyimleri anlatır. Eserlerinde, genellikle, semboller, alegoriler ve metaforlar kullanır. Niyazi-i Mısri'nin en önemli eserleri arasında, Risale-i Haseneyn'in yanı sıra, Divan-ı İlahiyat, Vahdetname ve diğer tasavvufi risaleler bulunmaktadır. Divan-ı İlahiyat, onun tasavvufi düşüncelerini ve şiirlerini bir araya getiren önemli bir eserdir. Vahdetname ise, vahdet-i vücud (varlık birliği) öğretisini anlatan önemli bir risaledir. Niyazi-i Mısri, eserlerinde, insanın Allah'a olan yakınlığını, nefsin terbiye edilmesini ve ahlaki olgunluğa ulaşmayı vurgular. Niyazi-i Mısri, yaşadığı dönemde, tasavvufi düşüncenin yaygınlaşmasına önemli katkılarda bulunmuş ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Ancak, bazı görüşleri nedeniyle, döneminin yönetimi tarafından sürgüne gönderilmiş ve yaşamının son yıllarını sürgünde geçirmiştir. Bu zorluklara rağmen, eserleri ve öğretileri, günümüze kadar ulaşmış ve tasavvufi düşünceye ilgi duyanlar için önemli bir kaynak olmaya devam etmektedir. Niyazi-i Mısri, tasavvufi düşüncenin, edebiyatın ve İslam kültürünün önemli bir temsilcisi olarak kabul edilir. Eserleri, günümüzde de okunmaya ve incelenmeye devam etmektedir.