Nilgün Canel'in kaleme aldığı 'Unutulmuş Düşler Mağarası: Yaratıcı Düşüncenin Peşinde' adlı eseri, okuyucuyu zihnin derinliklerine, yaratıcılığın gizemli mağarasına bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, adından da anlaşılacağı gibi, unutulmuş düşlerin ve bastırılmış yaratıcı potansiyelin izini sürerken, modern insanın karmaşık düşünce yapısını ve yaratıcı süreçlerini mercek altına alıyor. Canel, akıcı ve sürükleyici üslubuyla, okuyucuyu kendi iç dünyasını keşfetmeye, düşünce kalıplarını sorgulamaya ve bastırdığı potansiyeli ortaya çıkarmaya teşvik ediyor. Eserin temel teması, yaratıcılığın yalnızca belirli bir zümreye ait bir yetenek olmadığını, aksine her bireyin içinde var olan ve doğru yöntemlerle beslenip geliştirilebilecek bir güç olduğunu vurgulamasıdır. Yaratıcı düşüncenin önündeki engelleri (korkular, önyargılar, toplumsal baskılar vb.) irdeleyen yazar, bu engelleri aşmak için somut öneriler ve egzersizler sunuyor. Kitap, özellikle kendisini yaratıcı potansiyelini kullanmakta zorlanan, hayatına yeni bir soluk getirmek isteyen, farklı bakış açıları kazanmayı hedefleyen ve sanatsal veya entelektüel alanlarda kendini geliştirmek isteyen geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Öğrenciler, sanatçılar, yazarlar, tasarımcılar ve yenilikçi fikirler üretmesi gereken profesyoneller için de değerli bir kaynak niteliği taşıyor. 'Unutulmuş Düşler Mağarası', yaratıcılığı teşvik eden benzer eserler arasında, özellikle psikolojik derinliği ve pratik uygulamaları bir araya getirmesiyle öne çıkıyor. Kitap, yaratıcılığın doğası üzerine yazılmış felsefi eserlerden ayrışarak, daha çok kişisel gelişim ve zihinsel dönüşüm odaklı bir yaklaşım sergiliyor. Okuyucu, bu mağarada kaybolan düşlerini yeniden bulup, onları hayatına entegre etmenin yollarını öğrenecek, böylece hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha yaratıcı bir yaşam sürmenin kapılarını aralayacaktır. Eser, yaratıcılığın sadece bir eylem değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu kanıtlar nitelikte.

Nilgün Canel, Türkiye edebiyatında kendine özgü bir yere sahip, derinlikli ve düşündürücü eserleriyle tanınan önemli bir yazardır. Özellikle psikoloji, felsefe ve edebiyatı harmanlayan üslubuyla dikkat çeker. Canel'in yazıları, insanın iç dünyasına yaptığı yolculuklar, varoluşsal sorgulamalar ve toplumsal eleştirilerle donatılmıştır. Kendine has akıcı, şiirsel ve aynı zamanda analitik anlatımıyla okuyucuyu adeta büyüleyen bir dil kullanır. 'Unutulmuş Düşler Mağarası: Yaratıcı Düşüncenin Peşinde' gibi eserlerinde, yaratıcılığın doğasını, insan zihninin sınırlarını ve potansiyelini derinlemesine ele alır. Yazarın eserleri genellikle bireyin kendiyle yüzleşmesini, içsel engellerini aşmasını ve potansiyelini gerçekleştirmesini hedefler. Canel'in önemli eserleri arasında 'Zihnin Labirentleri', 'İçimdeki Sesler', 'Ruhun Aynası' gibi kitapları da bulunmaktadır. Her bir eseri, okuyucuyu kendi iç yolculuğuna çıkarırken, aynı zamanda evrensel temaları da işler. Nilgün Canel'in eserleri, aldığı eleştirilerde genellikle özgünlüğü, derinliği ve sunduğu yeni bakış açıları nedeniyle övgü toplar. Belirli bir edebi akıma mensup olmaktan çok, kendi özgün tarzını yaratmış bir yazar olarak tanımlanabilir. Döneminin ruhunu yakalayarak, modern insanın yabancılaşmasını, yalnızlığını ve anlam arayışını eserlerinde ustaca yansıtır. Edebiyat ve psikoloji alanındaki birikimini birleştiren Canel, okuyucularına sadece edebi tatmin sunmakla kalmaz, aynı zamanda kişisel gelişimlerine de katkıda bulunur. Eserleri, yaratıcılık ve düşünce süreçleri üzerine yapılan çalışmalarda da referans gösterilmektedir. Nilgün Canel, Türkiye'de yaratıcı düşünce ve kişisel gelişim konularında önemli bir otorite olarak kabul edilmektedir.