Mustafa Kutlu'nun 'Beyhude Ömrüm' adlı eseri, okuyucuya hayatın gelip geçiciliği, insanoğlunun boş hayalleri ve bu hayaller peşinde koşarken kaybettiği zaman üzerine derinlemesine düşündüren etkileyici bir roman. Roman, Halil İbrahim karakterinin gözünden, Anadolu'nun bir kasabasında geçen sıradan bir hayatın içinde barındırdığı büyük anlamları ve yaşanmışlıkları aktarıyor. Halil İbrahim, hayatı boyunca hep daha iyisini, daha fazlasını arzulamış, ancak bu arayış içinde kendi ömrünü beyhude bir şekilde tüketmiştir. Eser, sadece Halil İbrahim'in kişisel hikayesini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda 1970'ler ve 1980'ler Türkiye'sinin toplumsal ve kültürel atmosferini de ustaca yansıtır. Köyden kente göç, modernleşmenin getirdiği değişimler, geleneksel değerlerin erozyonu gibi temalar, karakterlerin yaşamlarına dokunarak okuyucuya sunulur. Kutlu, sade ve akıcı üslubuyla, insani zaafları, pişmanlıkları ve umutları ele alırken, okuyucuyu kendi hayatını sorgulamaya iter. Romanın temaları arasında yalnızlık, aidiyetsizlik, geçmişe duyulan özlem ve hayatın anlamını bulma çabası öne çıkar. 'Beyhude Ömrüm', özellikle orta yaş ve üstü okurların kendi hayatlarından kesitler bulabileceği, genç okurların ise hayatın erken dönemlerinde doğru dersler çıkarabileceği bir eserdir. Kitabın hedef kitlesi, edebi değeri yüksek, toplumsal meselelere değinen ve insan psikolojisini derinlemesine inceleyen romanları seven okurlardır. Benzer eserler olarak, yine Mustafa Kutlu'nun 'Mavi Cesaret', 'Yoksulluk Kitabı' gibi romanları ile Tarık Buğra'nın 'Osmancık', Necip Fazıl Kısakürek'in 'Kaldırımlar' gibi eserleri gösterilebilir. Bu eserler de benzer şekilde Anadolu insanının yaşamından kesitler sunar, geleneksel değerlerle modernleşme arasındaki çatışmayı işler ve insani dramları ele alır.

Mustafa Kutlu, Türk edebiyatının çağdaş öykücülüğünde önemli bir yere sahip, kendine özgü üslubu ve derinlikli anlatımıyla tanınan bir yazardır. 1947 yılında Malatya'da doğan Kutlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirmiştir. Yazarlık hayatına 1960'ların ortalarında başlayan Kutlu, özellikle öyküleriyle kısa sürede dikkat çekmeyi başarmıştır. Eserlerinde Anadolu insanının yaşamını, geleneksel değerleri, köyden kente göçün getirdiği değişimleri, modernleşmenin toplumsal etkilerini ve bireyin iç dünyasını samimi ve etkileyici bir dille anlatır. Sait Faik Abasıyanık ve Tarık Buğra gibi yazarlardan etkilendiği görülen Kutlu'nun üslubu, sade, duru ve şiirseldir. Diyalogları güçlüdür ve karakterlerinin iç dünyalarını okuyucuya hissettirmeyi başarır. Kutlu'nun en önemli eserleri arasında 'Beyhude Ömrüm', 'Mavi Cesaret', 'Yoksulluk Kitabı', 'Huzur Dersleri', 'Bu Böyledir', 'Şeker Portakalı', 'Zafer Yahut Hiç' gibi roman ve öykü kitapları yer alır. 'Beyhude Ömrüm' ile özellikle geniş bir okur kitlesine ulaşmış, bu romanı daha sonra televizyon dizisi olarak da uyarlanmıştır. Mustafa Kutlu, yazarlık hayatı boyunca birçok ödül kazanmıştır. Bunlardan bazıları; 1979 Sait Faik Hikaye Armağanı (Buhûhû), 1990 Türkiye Yazarlar Birliği Öykü Ödülü ('Yoksulluk Kitabı'), 2004 ESKADER Öykü Ödülü ('Bu Böyledir') ve 2008 Yunus Emre Kültür Sanat Ödülü'dür. Kutlu, 1970'ler ve 1980'ler Türkiyesi'nin toplumsal değişimlerini, siyasi çalkantılarını ve kültürel dönüşümlerini eserlerine ustaca yedirmiştir. Eserleri, bireylerin bu değişimler karşısındaki duruşlarını, kimlik arayışlarını ve hayata tutunma mücadelelerini yansıtır. Kutlu, edebiyatımızda 'mahalli' ve 'yerel' olanı evrensel bir boyuta taşıma becerisiyle de öne çıkar. Hikayelerindeki karakterler, Anadolu'nun farklı coğrafyalarından gelmelerine rağmen, evrensel insani duyguları ve sorunları temsil ederler. Mustafa Kutlu, günümüzde de aktif olarak yazmaya devam etmekte ve Türk edebiyatına önemli katkılar sunmaktadır.