Mahir İz'in kaleme aldığı 'Din ve Cemiyet' adlı eseri, modern toplumların dinle olan karmaşık ilişkisini derinlemesine inceleyen önemli bir çalışmadır. Kitap, dinin bireysel ve toplumsal yaşamdaki rolünü, tarihsel süreç içerisinde geçirdiği dönüşümleri ve çağdaş dünyada karşılaştığı zorlukları ele alır. İz, dinin sadece bir inanç sistemi olmanın ötesinde, sosyal yapıyı şekillendiren, kültürel değerleri belirleyen ve hatta siyasi dinamikleri etkileyen güçlü bir unsur olduğunu savunur. Eser, dinin sekülerleşme, modernleşme ve küreselleşme gibi olgularla nasıl bir etkileşim içinde olduğunu analiz ederken, aynı zamanda dinin toplumsal uyum ve çatışmadaki rolünü de gözler önüne serer. Kitabın temel temalarından biri, modernizmin getirdiği bireyselleşme ve rasyonalizm karşısında dinin ayakta kalma mücadelesidir. İz, bu mücadeleyi sadece olumsuz bir perspektiften görmez; aynı zamanda dinin modern toplumlara yeni anlamlar ve etik değerler katma potansiyelini de vurgular. Hedef okur kitlesi geniş olan 'Din ve Cemiyet', sosyoloji, ilahiyat, felsefe ve siyaset bilimi alanlarında ilgi duyan herkes için değerli bir kaynaktır. Özellikle dini ve toplumsal meselelere eleştirel bir bakış açısı getirmek isteyen okuyucular için idealdir. Kitap, benzer şekilde dinin toplumsal etkilerini inceleyen, ancak farklı metodolojiler kullanan eserlerle karşılaştırılabilir. Örneğin, Émile Durkheim'ın din sosyolojisi üzerine yaptığı çalışmalar veya Max Weber'in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu'ndaki din-ekonomi ilişkisi analizleri, 'Din ve Cemiyet' ile paralellikler taşır. Ancak Mahir İz, kendine özgü üslubu ve Türk toplumunun özgün koşullarını göz önünde bulundurarak farklı bir perspektif sunar. Kitap, dinin sadece teorik bir tartışma konusu olmadığını, aynı zamanda canlı ve dinamik bir toplumsal gerçeklik olduğunu okuyucuya aktarmayı başarır. İz'in akıcı dili ve derinlemesine analizleri, karmaşık konuları anlaşılır bir şekilde sunmasını sağlar. Bu yönüyle, 'Din ve Cemiyet' sadece akademik çevrelerde değil, genel okuyucu kitlesinde de yankı uyandırmıştır.

Mahir İz (1915-1989), Türk düşünce ve edebiyat tarihinde önemli bir yere sahip olan bir akademisyen, yazar ve çevirmendir. Özellikle din sosyolojisi, İslam düşüncesi ve edebiyat eleştirisi alanlarındaki çalışmalarıyla tanınır. İz, hayatı boyunca hem Batı düşüncesini hem de İslam geleneğini derinlemesine incelemiş, bu iki dünyayı sentezlemeye çalışmıştır. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Hocaların hocası olarak anılan Mahir İz, bilgisi, derinliği ve kendine özgü üslubuyla dikkat çekerdi. Üslubu, hem akademik titizliği hem de edebi zarafeti bir arada barındırır. Karmaşık felsefi ve teolojik konuları bile sade, anlaşılır ve akıcı bir dille aktarabilme yeteneği, onun en belirgin özelliklerindendir. Eserlerinde sıkça Batı felsefesinin önemli isimlerine (Hegel, Nietzsche, Heidegger vb.) atıfta bulunurken, aynı zamanda klasik İslam düşünürlerinin (İbn Haldun, Gazali, Rumi vb.) fikirlerini de sentezlerdi. Bu sentezci yaklaşımı, onu kendi dönemindeki birçok aydın ve düşünürden ayırır. Mahir İz'in önemli eserleri arasında 'Din ve Cemiyet', 'Tasavvuf', 'Günlük Hayatımızda İslam', 'İslam'da Ahlak' gibi çalışmaları bulunur. Çeviri alanında da önemli hizmetleri olmuş, özellikle felsefe ve sosyoloji alanındaki eserleri Türkçeye kazandırmıştır. Örneğin, Henri Bergson'un 'Gülüş' ve 'Yaratıcı Tekâmül' gibi eserlerini çevirmiştir. Akademik kariyeri boyunca birçok konferans vermiş, makaleler yayımlamış ve ilmî toplantılara katılmıştır. Ancak Mahir İz, herhangi bir önemli edebiyat ödülü veya akademik unvan ile sınırlanamayacak kadar geniş bir etki alanına sahiptir. Onun en büyük 'ödülü', yetiştirdiği öğrenciler ve düşünce dünyamıza kattığı derinliktir. 1980'li yıllarda Türkiye'deki siyasi ve toplumsal çalkantılar döneminde, düşünce özgürlüğünü ve hoşgörüyü savunan tavrıyla da öne çıkmıştır. Mahir İz, yaşadığı dönemde hem geleneksel hem de modern düşünce akımları arasında köprü kurarak, aydınlara ve gençlere yol gösteren önemli bir entelektüel figür olarak hatırlanmaktadır. Eserleri, günümüzde de güncelliğini koruyarak, din, toplum ve felsefe arasındaki ilişkiyi anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak niteliğindedir.