Kazım Karabekir'in kaleme aldığı 'Nasıl Hristiyan Olacaktık?' adlı eser, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşanan toplumsal ve siyasi değişimlerin ortasında, Türk milletinin kimliği, dini anlayışı ve geleceği üzerine derinlemesine bir sorgulama sunar. Kitap, adından da anlaşılacağı gibi, Batı medeniyetinin etkisi altında kalan Türk toplumunun, kendi değerlerinden uzaklaşarak Hristiyanlaşma eğiliminde olup olmadığını ve bu durumun önüne nasıl geçilebileceğini tartışır. Karabekir, eserde, İslam'ın Türk milleti için taşıdığı önemi, milli kimlik ile dini kimlik arasındaki bağları ve bu bağların nasıl güçlendirilebileceğini analiz eder. Kitabın temel teması, milli birlik ve beraberliğin sağlanması, kültürel değerlerin korunması ve dini anlayışın doğru bir zemine oturtulmasıdır. Karabekir, dönemin aydınlarının ve halkının yaşadığı kafa karışıklığına, dini ve milli kimlik arayışlarına ışık tutarken, aynı zamanda çözüm önerileri de sunar. Hedef okur kitlesi, öncelikle tarih, sosyoloji ve din sosyolojisi alanlarına ilgi duyanlar, milli kimlik ve kültürel değişim konularını anlamak isteyenler ve Kazım Karabekir'in düşünce dünyasını merak edenlerdir. Kitap, Türk modernleşmesi, din ve milli kimlik ilişkisi üzerine yazılmış benzer eserler arasında, özellikle askeri ve siyasi bir figürün bu konudaki derinlemesine analizleriyle öne çıkar. Bu bağlamda, Ziya Gökalp'in sosyolojik ve kültürel analizleri ile Mehmet Akif Ersoy'un dini ve milli duyarlılık içeren şiirleri ve yazıları, Karabekir'in bu eseriyle paralellikler taşır. Ancak Karabekir'in eserindeki askeri ve siyasi tecrübe birikimi, ona farklı bir perspektif kazandırır.

Kazım Karabekir Paşa, 1882 yılında İstanbul'da doğmuş, Türk asker ve siyaset adamıdır. Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı'nda önemli görevler üstlenmiş, Doğu Cephesi'nde elde ettiği başarılarla tanınmıştır. Özellikle Erzurum Kongresi'nin toplanmasındaki rolü ve Ermenilere karşı verdiği mücadele, onun askeri ve siyasi kariyerinde dönüm noktaları olmuştur. Karabekir Paşa, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında stratejik dehasını sergilemiş, ancak daha sonra Cumhuriyet'in ilanı ve sonrasındaki siyasi gelişmelerde Mustafa Kemal Atatürk ile farklı görüşlere sahip olmuş ve muhalif bir duruş sergilemiştir. Bu durum, onun siyasi kariyerini etkilemiş ve bir süre gözden uzak kalmasına neden olmuştur. Karabekir Paşa'nın üslubu, askeri bir disiplin ve netlikle birlikte, derin bir vatanseverlik ve toplumsal sorumluluk bilinci taşır. Yazılarında ve konuşmalarında, milli değerlere bağlılık, ahlaki prensipler ve toplumsal düzen üzerine vurgu yapar. Dönemin karmaşık siyasi ve sosyal atmosferini, askeri tecrübesiyle harmanlayarak aktarır. Önemli eserleri arasında 'İstiklal Harbimiz', 'Paşaların Kavgası', 'Sanat ve Sanatçı' gibi kitapları bulunmaktadır. Özellikle 'İstiklal Harbimiz', Kurtuluş Savaşı'nın ilk elden anlatıldığı en önemli kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Karabekir Paşa, herhangi bir resmi ödül almamış olsa da, Türk milleti nezdinde Milli Mücadele'nin kahramanlarından biri olarak büyük bir saygı görmüştür. Yaşamı boyunca, Türk milletinin bağımsızlığı ve refahı için mücadele etmiş, askeri ve siyasi alanlardaki hizmetlerinin yanı sıra, toplumsal ve kültürel konularda da fikirlerini dile getirmiştir. 1948 yılında Ankara'da vefat etmiştir.