Johann Wolfgang von Goethe'nin kaleme aldığı "Genç Werther'in Acıları" (Die Leiden des jungen Werther), 1774 yılında yayımlanan ve Avrupa'da büyük yankı uyandıran bir mektup romanıdır. Roman, genç ressam Werther'in, Lotte'ye duyduğu umutsuz aşkı ve bu aşkın onu sürüklediği trajik sonu konu alır. Werther, Lotte'ye olan derin sevgisiyle birlikte, toplumsal normlara, hayatın anlamsızlığına ve kendi iç dünyasındaki çelişkilere karşı gelir. Romanın temel teması, aşk, melankoli, intihar, toplumsal baskılar ve bireysellik çatışmasıdır. Werther'in iç dünyasındaki karmaşıklık, doğaya duyduğu hayranlık ve sanatla kurduğu bağ, romanın ana unsurlarıdır. Goethe, Werther karakteri aracılığıyla, gençlik dönemindeki duygusal çalkantıları, aşkın acısını ve insanın varoluşsal sancılarını ustalıkla anlatır. Roman, döneminin romantik akımının önemli bir örneği olarak kabul edilir ve duygusallığı, bireyselliği ve doğaya duyulan özlemi ön plana çıkarır. Werther, Lotte'ye duyduğu aşkı, onu sürekli mektuplar yazarak ifade eder. Bu mektuplar, Werther'in duygusal durumunu, düşüncelerini ve iç dünyasını gözler önüne serer. Lotte'ye olan aşkı, Werther'i giderek umutsuzluğa sürükler. Toplumsal engeller, Werther'in aşkına ulaşmasını imkansız hale getirir ve bu durum, onun melankolik ruh halini daha da derinleştirir. Roman, Werther'in intiharıyla son bulur ve bu trajik son, okuyucuyu derinden etkiler. "Genç Werther'in Acıları", sadece bir aşk hikayesi olmanın ötesinde, insanın iç dünyasına, toplumsal baskılara ve varoluşsal sorunlara dair derinlemesine bir incelemedir. Roman, Goethe'nin edebi dehasını ve döneminin toplumsal ve kültürel atmosferini yansıtan önemli bir eserdir. Hedef okur kitlesi, romantik duygulara sahip, duygusal derinliği olan ve hayatın anlamını sorgulayan okuyuculardır. Roman, özellikle genç yetişkinler arasında popülerlik kazanmıştır. Benzer kitaplar arasında, romantik akımın önemli eserleri olan, Rousseau'nun "Yeni Heloise"'i, Choderlos de Laclos'un "Tehlikeli İlişkiler"i ve Stendhal'in "Kırmızı ve Siyah"ı sayılabilir. Bu eserler de, aşk, toplumsal baskılar ve bireysellik temalarını işler.

Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832), Alman edebiyatının en önemli ve etkili yazarlarından biridir. Şair, oyun yazarı, romancı, bilim insanı ve devlet adamı olarak çok yönlü bir kişiliğe sahipti. Goethe, Frankfurt'ta doğmuş ve hukuk eğitimi almıştır, ancak edebiyata olan tutkusu onu bu alanda çalışmaya yöneltmiştir. Yazım üslubu, derinlikli duygusallığı, felsefi düşünceleri ve estetik mükemmelliğiyle tanınır. Eserlerinde, insanın iç dünyasını, toplumsal sorunları ve doğayla olan ilişkisini ele almıştır. Goethe'nin en önemli eserleri arasında, "Genç Werther'in Acıları", "Faust", "Wilhelm Meister'in Çıraklık Yılları" ve "İtalyan Seyahati" sayılabilir. "Genç Werther'in Acıları", Goethe'nin gençlik dönemindeki deneyimlerinden esinlenerek yazdığı, romantik akımın önemli bir örneğidir. "Faust", insanın bilgiye ulaşma çabasını ve şeytanla olan ilişkisini konu alan, evrensel bir temayı işleyen epik bir eserdir. Goethe, eserleriyle sadece edebiyat dünyasını değil, aynı zamanda felsefe, bilim ve sanat alanlarını da etkilemiştir. Aldığı ödüller arasında, Weimar Dükalığı'nda devlet adamı olarak yaptığı hizmetler ve edebiyata katkıları sayılabilir. Goethe, Weimar'da uzun yıllar yaşamış ve Alman klasikçiliğinin önemli bir temsilcisi olmuştur. Yaşadığı dönem, Aydınlanma Çağı'nın sonları ve Romantizm akımının başlangıcına denk gelir. Bu dönemde, Avrupa'da büyük siyasi, sosyal ve kültürel değişimler yaşanmıştır. Goethe, bu değişimlere eserleriyle tanıklık etmiş ve onları yorumlamıştır.