Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur Külliyatı'nın önemli bir parçasıdır. Bu eser, özellikle gizli ve gaybi hakikatlere dair tasdikler ve deliller sunmasıyla bilinir. Eserin temel amacı, iman hakikatlerini akıl ve vicdanı ikna edecek şekilde ortaya koymaktır. Bediüzzaman Said Nursi, bu eserde Kur'an-ı Kerim'in derin manalarını ve İslami inancın temel esaslarını modern insanın anlayabileceği bir dille açıklar. Kitap, özellikle Allah'ın varlığı, vahdaniyetı, peygamberlik, ahiret hayatı gibi konulara dair akli ve nakli deliller sunarak okuyucunun imanını kuvvetlendirmeyi hedefler. Eserin dili oldukça akıcı ve derinliklidir. Bediüzzaman'ın kendine has üslubuyla, karmaşık dini ve felsefi konuları anlaşılır bir şekilde izah eder. Tasavvufi derinlikleriyle birlikte akli delilleri de harmanlayarak okuyucuya sunması, eserin en belirgin özelliklerindendir. Kitabın hedef kitlesi, iman esaslarını daha derinlemesine anlamak isteyen her yaştan ve kesimden Müslümanlardır. Özellikle gençlerin ve modern çağın getirdiği şüphelerle mücadele edenlerin bu eserden büyük fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Risale-i Nur Külliyatı'nın diğer eserleri olan Sözler, Mektubat, Lem'alar gibi eserlerle birlikte okunabilir ve bu eserlerin anlaşılmasına da yardımcı olur. Eserin sunduğu argümanlar ve ispat yöntemleri açısından benzer eserler arasında, özellikle kelam ve akait alanında yazılmış klasik ve modern eserler sayılabilir. Ancak Bediüzzaman'ın kendine özgü metodu ve Risale-i Nur'un bütüncül yaklaşımı, bu eseri benzersiz kılmaktadır. Eser, özellikle ahir zaman alametleri ve Mehdi'nin gelişi gibi gaybi konulara dair yaptığı yorumlarla da dikkat çeker. Bu yorumlar, dönemin sosyo-politik olaylarıyla ilişkilendirilerek geniş bir okuyucu kitlesi tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Bediüzzaman'ın eserlerinde sıklıkla vurguladığı gibi, bu kitap da sadece ilmi bir eser değil, aynı zamanda manevi bir terbiye ve irşat kaynağıdır. Okuyucuyu batıl inançlardan kurtarıp hakka yönlendirmeyi amaçlar. Eserin genel yapısı, ayet ve hadislere yaptığı atıflarla, tasavvufi yorumlarla ve akıl yürütme teknikleriyle zenginleştirilmiştir. Bu yönleriyle Sikke-i Tasdik-i Gaybi, hem dini ilimlere ilgi duyanlar hem de maneviyatını güçlendirmek isteyenler için değerli bir kaynaktır. Kitabın adı olan 'Sikke-i Tasdik-i Gaybi', gaybi olan şeylerin tasdik edilmesi için vurulan mühür anlamına gelir. Bu da eserin temel amacını ve içeriğini özetler niteliktedir.

Bediüzzaman Said Nursi (1877-1960), modern zamanların en etkili İslam alimlerinden ve düşünürlerinden biridir. Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğan Said Nursi, genç yaşlardan itibaren olağanüstü bir zekâ ve öğrenme kabiliyeti göstermiştir. Medreselerde aldığı klasik İslami eğitimle birlikte, fen ve felsefe alanlarında da kendini geliştirmiştir. Bediüzzaman'ın hayatı, Doğu ve Batı medeniyetleri arasındaki köprü kurma çabasıyla, aynı zamanda İslami ilimleri modern bilimin verileriyle sentezleme gayretiyle geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına tanıklık eden Said Nursi, bu çalkantılı dönemlerde toplumun manevi ve ahlaki değerlerini koruma mücadelesi vermiştir. Üslubu, kendine özgü ve benzersizdir. Risale-i Nur Külliyatı'nda kullandığı dil, hem Arapça ve Farsça'nın derinliğini hem de Türkçenin akıcılığını barındırır. Klasik dini metinlerdeki ağır ve anlaşılması zor üsluptan farklı olarak, Bediüzzaman, avamdan havassa, sıradan insandan alime kadar her kesimin anlayabileceği bir dil kullanır. Kullandığı metaforlar, teşbihler, analojiler ve hikayeler, soyut dini kavramları somutlaştırır ve akılda kalıcı hale getirir. Eserlerinde akıl ve nakli (vahyi) birbiriyle çelişmeyen, aksine birbirini destekleyen iki temel kaynak olarak ele alır. Önemli eserleri arasında en bilineni Risale-i Nur Külliyatı'dır. Bu külliyat, Kur'an-ı Kerim'in tefsiri niteliğinde olup, iman esaslarını, ahlak prensiplerini ve İslami toplumsal düzeni konu alır. Külliyatın içinde yer alan Sözler, Mektubat, Lem'alar, Şualar, Asa-yı Musa, İman ve Küfür Muvazeneleri, Sikke-i Tasdik-i Gaybi gibi eserler, her biri kendi içinde derinlikli ve kapsamlıdır. Bediüzzaman Said Nursi, yaşadığı dönemde herhangi bir resmi ödül almamış olsa da, eserlerinin milyonlarca insan üzerindeki etkisi ve getirdiği manevi uyanış, onu çağının en büyük alimlerinden biri olarak kabul ettirmiştir. Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son çeyreği, I. Dünya Savaşı, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ve tek parti dönemi gibi tarihi olaylara sahne olmuştur. Bediüzzaman, bu süreçlerde siyasi olaylardan uzak durarak daha çok manevi ve fikri mücadeleye odaklanmıştır. Ömrünün büyük bir kısmını sürgünlerde ve hapishanelerde geçirmesine rağmen, eserlerini yazmaktan ve insanları hakka yönlendirmekten vazgeçmemiştir. Bediüzzaman'ın en büyük gayesi, İslam'ın temel hakikatlerini akıl ve fenle bağdaştırarak, özellikle dinsizliğin yaygınlaştığı bir çağda insanları imana getirmek ve Kur'an ahlakını yaşamaktır. Onun eserleri, günümüzde de milyonlarca insan tarafından okunmakta ve rehber edinilmektedir.