Presokratik Felsefeye Giriş, André Laks tarafından kaleme alınmış, antik Yunan felsefesinin kökenlerini ele alan kapsamlı bir eserdir. Kitap, MÖ 6. ve 5. yüzyıllarda yaşamış Presokratik düşünürleri merkeze alarak, felsefenin doğuşunu ve ilk metafizik soruları inceler. Laks, bu dönemde ortaya çıkan kozmoloji, ontoloji ve epistemoloji gibi temel kavramları, orijinal metinlere dayalı bir yaklaşımla ele alır. Kitabın özeti, Presokratik felsefeyi kronolojik ve tematik bir yapı içinde sunar. İlk bölümde, Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes gibi İyon okulunun doğa felsefesi incelenir; bu düşünürler, evrenin temel ilkesini (arkhe) su, sonsuz (apeiron) veya hava olarak tanımlamışlardır. Laks, bu fikirlerin mitolojiden felsefeye geçişi nasıl temsil ettiğini detaylandırır, örneğin Thales'in suyun her şeyin kaynağı olduğu görüşünü, doğa olaylarını rasyonel açıklamalarla ilişkilendirerek açıklar. İkinci kısımda, Pythagoras ve Elea okuluna odaklanır; Pythagoras'ın sayıların evrensel harmoniyi sağladığı mistik yaklaşımı, Parmenides'in varlığın değişmezliği ve hareketin illüzyon olduğu paradoksları derinlemesine analiz edilir. Laks, Parmenides'in monist ontolojisini, Herakleitos'un akışkanlık (panta rhei) felsefesiyle karşılaştırarak, varoluşun statik mi dinamik mi olduğu sorusunu vurgular. Kitabın orta bölümlerinde, Empedokles ve Anaksagoras gibi pluralist düşünürler ele alınır; Empedokles'in dört element (toprak, su, hava, ateş) ve iki kuvvet (sevgi ve nefret) teorisi, evrenin döngüsel değişimini açıklar. Anaksagoras ise nous (akıl) kavramını getirerek, kozmosun düzenini rasyonel bir ilkeye bağlar. Laks, bu fikirlerin Demokritos'un atomculuğuna nasıl evrildiğini gösterir; atomlar ve boşluk arasındaki etkileşimle maddenin sonsuz çeşitliliğini açıklar. Kitap, Presokratiklerin bilimsel ve felsefi yeniliklerini, mitik anlatılardan uzaklaşarak doğayı gözlemlemeye dayalı bir yönteme geçiş olarak yorumlar. Temalar açısından, kitap evrenin kökeni, maddenin doğası, değişim ve kalıcılık, bilgi ve gerçeklik gibi evrensel soruları işler. Laks, bu temaları modern felsefe ve bilimle ilişkilendirerek, Presokratiklerin kuantum fiziği veya kozmolojideki yankılarını vurgular; örneğin, Herakleitos'un logos kavramı, modern relativite teorisine benzetilir. Hedef okur kitlesi, felsefe öğrencileri, akademisyenler ve antik düşünceye ilgi duyan entelektüellerden oluşur. Kitap, giriş seviyesi olmasına rağmen, orijinal Yunanca metinlere atıflar ve eleştirel yorumlarla ileri düzey okuyucuları da tatmin eder. Yeni başlayanlar için erişilebilir bir dil kullanırken, uzmanlar için zengin kaynakça ve dipnotlar sunar. Benzer kitaplar arasında, G.S. Kirk ve J.E. Raven'ın 'The Presocratic Philosophers' adlı eseri yer alır; bu kitap da metin derlemeleriyle benzer bir yaklaşım sergiler, ancak Laks'ın çalışması daha yorum odaklıdır. Jonathan Barnes'ın 'Early Greek Philosophy' kitabı, tarihsel bağlamı derinleştirir ve Laks ile paralellik gösterir. Ayrıca, Martin Heidegger'in 'Introduction to Metaphysics'inde Presokratiklere yapılan göndermeler, Laks'ın metafizik vurgusunu tamamlar. Kitabın gücü, Presokratik felsefeyi soyut kalmaktan kurtararak, kültürel ve tarihsel bağlamda sunmasında yatar; örneğin, Pers Savaşları'nın bu düşünceleri nasıl etkilediğini tartışır. Laks, felsefenin doğuşunu bir 'mucize' olarak nitelendirirken, Atina demokrasisi ve sömürgecilik gibi sosyo-politik faktörleri de dahil eder. Bu sayede, kitap sadece felsefi bir giriş değil, aynı zamanda antik Yunan uygarlığının entelektüel panoraması olur. Toplamda, Presokratik Felsefeye Giriş, okuyucuyu felsefenin köklerine götürerek, Platon ve Aristoteles öncesi dönemin zenginliğini ortaya koyar.

André Laks, Fransız bir klasik filolog ve felsefe tarihçisidir; 1944 yılında doğmuş, Yahudi kökenli bir aileden gelmektedir. Kariyerine École Normale Supérieure'de eğitim alarak başlamış, antik Yunan felsefesi üzerine uzmanlaşmıştır. Laks, Paris'te uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış, 2013'te emekli olmadan önce Sorbonne Üniversitesi'nde profesörlük unvanını taşımıştır. Daha sonra, İsrail'de Tel Aviv Üniversitesi'nde misafir profesör olarak çalışmış, Yahudi mirası ve Helenistik felsefe arasındaki bağlantıları incelemiştir. Biyografisi, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa entelektüel ortamında şekillenmiş; babası bir filozof olan Laks, erken yaşta klasik dillerle tanışmıştır. Akademik yolculuğunda, Presokratiklerden Stoacılığa uzanan geniş bir yelpazede eserler vermiştir. Üslubu, akademik titizlikle birleşen erişilebilirliktir; karmaşık metinleri sadeleştirirken, orijinal Yunanca terimleri koruyarak derinlik sağlar. Laks'ın yazıları, eleştirel yorum ve tarihsel bağlamı dengeler; örneğin, düşünürlerin fikirlerini kültürel etkileşimlerle ilişkilendirir. Önemli eserleri arasında, 'Diogenes of Sinope: The Man in the Street' (Sinoplu Diogenes üzerine), Stoacı felsefe derlemeleri ve Helenistik dönem çalışmaları sayılabilir. Presokratik Felsefeye Giriş, onun en tanınmış kitaplarından biridir; bu eser, Presokratik metinleri modern okuyucuya uyarlar. Diğer önemli çalışması, 'The Concept of Presocratic Philosophy' olup, bu terimin tarihsel evrimini inceler. Laks, editörlükte de ustadır; 'Early Greek Philosophy' serisinin derleyicilerindendir. Ödüller açısından, Fransız Akademisi'nden felsefe dalında onur nişanı almış, uluslararası konferanslarda konuşmacı olarak davet edilmiştir. 2000'lerde, Yahudi felsefesiyle Yunan düşüncesi sentezi üzerine aldığı burslar, kariyerini zenginleştirmiştir. Dönemi, 20. yüzyıl sonu ve 21. yüzyıl başı postmodern felsefe tartışmalarına denk gelir; Laks, analitik ve kıtasal yaklaşımları uzlaştıran bir köprü kurar. Onun çalışmaları, Presokratiklerin çağdaş etik ve epistemolojiye katkılarını vurgular; örneğin, çevre felsefesinde Empedokles'in ekolojisiyle paralellikler çizer. Laks'ın mirası, antik felsefeyi disiplinlerarası bir alana dönüştürmesindedir; edebiyat, bilim ve teolojiyle kesişimleri keşfeder. Emekliliğinde bile, makaleler yazmaya devam etmiş, genç araştırmacılara mentorluk yapmıştır. André Laks, klasik felsefenin yaşayan hafızalarından biri olarak, Presokratik mirasını geleceğe taşır.